a

04/07/2012 BBC Türkçe

Avukatların farklı usul uygulamaları gerekçesiyle salonu terk edişi, mahkemenin de izleyicileri çıkarması ardından dün ara verilen İstanbul’daki “KCK davası” Perşembe günü Silivri’de 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek.

İddianame ve muhtemel sorunlar:

Bu hafta Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde başlayan KCK İstanbul davasında, 2400 sayfalık iddianame TRT spikeri tarafından özetlenerek okunması devam etti. Avukatların, iddianamenin özetlenmeden ve savcı tarafından okunması talebi mahkeme tarafından reddedildi.
Özetlenerek 133 sayfaya indirilen iddianamenin 8 gün içinde dönüşümlü olarak TRT spikerleri tarafından okunmak suretiyle okunmasının planlandığı açıklandı. Bu durumda duruşmanın gelecek hafta da devam etmesi beklenebilir.
Daha sonra sanıkların talepleri alınacak. Ancak bu aşamada da diğer KCK davalarında olduğu gibi sanıkların Kürtçe savunma vermeyi talep etmesi halinde başka sıkıntılar yaşanabileceği belirtiliyor…

04/07/2012 Milliyet Gazetesi – Mehveş Evin

Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin, Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı’nın da yargılandığı KCK davası için bu yorumu yapıyor:
“Avrupa, Türkiye’de hukukun olmadığını görmeye başladı. KCK davası, bunun en açık örneği. Hukukla alay ediliyor.”
Pazartesi başlayan davanın ertesinde, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti lokalinde düzenlenen basın toplantısındayız. Schoulgin, davayı hem PEN, hem Uluslararası Yayıncılar Birliği adına izlemiş. “Yabancı gözlemciler için bu dava, Türkiye’de terörist sözcüğünün ne kadar yanlış kullanıldığını anlamak için tipik bir örnek” diyor.
Türkiye’de McCarthycilik adına yeni bir dönemin başladığını belirten Schoulgin, özellikle son iki yılda her şeyin hızla kötüleştiğini, toplumun en yapıcı, yaratıcı bireylerinin hayatlarının bu davalarla mahvedildiğine dikkat çekiyor… Ersanlı ve Zarakolu gibi, ülkenin daha modern, olgun, liberal olması için çaba harcayan isimlere teşekkür etmek yerine hapse gönderildiğini de sözlerine ekledi.

03/07/2012 Haber Türk

Silivri’de başlayan KCK davasında yargılanan Prof. Dr. Büşra Ersanlı ailelerinin salona girmesine izin verilmesini istedi.

erör örgütü PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın ile ve Belge Yayınları yetkilisi Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 140’ı tutuklu 205 sanık hakkında açılan ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davanın ikinci duruşması devam ediyor.

“SİZİN ARTIK ÖZEL YETKİLERİNİZ YOK”

Duruşma sırasında izleyicilerin alkışlı protestosuyla ara verilen oturum yarım saat sonra avukatsız ve izleyicisiz başladı. Aranın ardından başlayan duruşmaya tüm avukatları temsilen Avukat Feyzi Çelik girdi. Çelik, “Duruşmanın kapalı olarak yapılması kararınız var mı?” diye sorarak, Yeni Yargı Paketi’ndeki düzenlemeyle CMK’daki 250’nci maddenin kaldırıldığını hatırlattı. “Sizin artık özel yetkileriniz yok” diyen Çelik, izleyicilerin toplu olarak duruşma salonundan çıkarılmayacağını söyledi. Çelik, “Bu şekilde yargılama yapamazsınız. Biz figüran olmayacağız” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Alçık, “Duruşmanın kapalı yapılmasına ilişkin alınan bir ara karar yoktur” diyerek, izleyicilerin “düzeni bozmalarından” dolayı dışarı çıkarıldığını, avukatların ise duruşmaya katılmamayı kendilerinin tercih ettiğini söyledi.

BÜŞRA ERSANLI, “AİLELERİMİZ SALONA ALINSIN”

Bu arada söz alan tutuklu sanıklardan eski BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı, yapılan protestonun Mahkeme Heyeti’ne karşı bir tutum olmadığını vurguladı. Avcı, emniyette ve savcı karşısında kendilerini güvende hissetmediklerini ancak güven duygusunu mahkemede hissetmek istediklerini söyledi.

Avcı, dünden beri mahkemede de kendilerini güvencesiz ve ötekileştirilmiş hissettiklerini kaydetti. Mustafa Avcı, “Benim sizden istirhamın şudur, bizi psikolojik olarak rahatlatın. Bu ortam uygun bir ortam durumuna getirilsin” dedi. Avcı’dan sonra söz alan Prof. Dr. Büşra Ersanlı da, “Avukatlar girmemek konusunda belli bir irade beyanında bulunmuşlardır. Ben de onların geri gelmesini istiyorum. Ama ailelerimiz bir irade beyanında bulunmamışlardır. Onlar mahkeme heyeti tarafından çıkarıldılar. Buraya gelmeleri ve iddianame okunurken yanımızda bulunmaları bizi psikolojik olarak çok rahatlatacaktır” diye konuştu.

KCK İstanbul Davası’nın Silivri’de görülen ikinci duruşmasında, avukatlar yaka kartı krizi nedeniyle salonu terk etti. Mahkeme Başkanı aralarında milletvekili Tanrıkulu’nun olduğu izleyicileri de dışarı çıkardı. Sanıklar mahkeme heyetine sırtını döndü, duruşma ertelendi.

Aralarında Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da yargılandığı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) İstanbul Davası’nın ikinci duruşması Silivri Adliyesi’nde görülüyor.
Duruşma, yaka kartı almadan sadece avukat kimliğiyle mahkemeye girmek isteyen bir avukatın jandarmayla gerginlik yaşamasıyla başladı.
bianet’e bilgi veren avukat Gülvin Aydın, avukatların yaka kartı ve cep telefonu olmadan mahkeme salonuna alınmasına dair savcı talimatı olduğunu bunu kabul etmeyeceklerini söyledi.
“Sabah bir arkadaşımızı yaka kartı almak istemediği için içeri almamışlar. Biz bunu mahkeme başkanına ilettiğimizde bir sonuç alamadık. Bu sırada salonun girşinde avukatla jandarma arasında sertleşme yaşandı; biz de olaya müdahale etmek istedik. Mahkeme ara verdi. Perşembe günü de yaka kartı olmadan duruşmaya alınmayacağımız söyleniyor ama biz bunu kabul etmiyoruz.”

03/07/2012 Radikal Gazetesi – Koray Çalışkan

Silivri yolundayız. 140’ı tutuklu, 205 sanıklı ve Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın 40 yılla cezalandırılması istenen davanın ilk duruşmasına gidiyoruz. Arabada yakın bir dostum var. 1982’de mahkemece onanmış cezası olduğu halde, üst mahkemeye temyize gidildiğinden tutuksuz yargılanmış. Ancak üst mahkeme kararı bozmadığı için içeri girmiş. 12 Eylül’ün bile ‘daha adil’ göründüğü günler bunlar.

Mahkemeye otobüsle, minibüsle gelmek isteyenler daha İstanbul’dan engellenmeye başlıyor. Öğleden sonra BDP Avcılar ilçe yönetiminden Ali Ekber Bel yaklaşıp kendini tanıtıyor. Minibüsün bütün evrakını incelemişler. Açık bulamayınca polis doğrudan el koymuş. Başka arabalarla Silivri’ye ulaşmışlar.

Silivri girişinde çevik kuvvet ve jandarma çevirmesi var. Yollar tutulmuş. Arabalar, insanlar üst üste. Yolumuzu değiştirip bir ekin tarlasının yanına park ediyoruz. İki kilometre yürüyoruz. Mahkemeyi bir cezaevinin avlusuna kurmuşlar. Girişi bağımsız diyorlar ama mahkemeye girmek benim için cezaevine girmekten zor oldu.

02/07/2012 CNN Türk

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen 140’ı tutuklu 205 sanıklı KCK Davası’nın birinci duruşması başladı. Duruşmada Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da aralarında bulunduğu 140 tutuklu sanık hazır bulundu. Kimlik tespiti sırasında sanıkların sorulara Kürtçe yanıt vermesi tartışmaya neden oldu.

02/07/2012 Bianet

KCK İSTANBUL DAVASI
Avukatlar Duruşmayı Terketti
KCK İstanbul Davası’nda Kürtçe savunma yapmak isteyen sanıkların kimlik tespitleri hakimin tüm talepleri reddetmesi üzerine yapılamadı. Avukatlar duruşma salonunu terketti.

Nilay VARDAR nilay@bianet.org
Silivri – BİA Haber Merkezi 02 Temmuz 2012, Pazartesi

Aralarında Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da yargılandığı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) İstanbul Davası bugün Silivri Adliyesi’nde başladı.
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen’in hazırladığı 2401 sayfalık iddianamede, 193 sanık sayısı diğer dosyalarla birleştirildiği için 205’e yükseldi; 140’ı tutuklu.
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, örgüt yöneticiliği, Belge Yayınları’nın sahibi Ragıp Zarakolu örgüte yardım ve yataklık yapmakla, çevirmen Ayşe Berktay (Hacımirzaoğlu) da “örgüt üyeliği” ile yargılanıyor.
Duruşmayı BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Pervin Buldan, Aysel Tuğluk, CHP milletvekili Binnaz Toprak, Melda Onur, KESK Başkanı Lami Özgen, Uluslararası Pen Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin, Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı Bjorn Smith-Simonsen, IPA İfade Özgürlüğü Direktörü Alexis Krikorian, Uluslararası PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Direktörü Sara Whyatt , Sınır Tanımayan Gazeteciler’den (RSF) Erol Önderoğlu, Irak Dünya Mahkemesi Heyeti temsilcileri, Türkiye’ de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu’ndan (GIT Türkiye) Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Füsun Üstel de izledi.
Salondaki sanıklar dinleyicileri “berxwedane jiyane” (direnmek yaşamaktır) sloganıyla karşıladı. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, salonda alkış, yuhlama ve taşkınlık yapılamamasını istedi.
Avukatlar, bazı sanık ve avukatların Silivri yolu kapatıldığı için mahkemeye yetişememesinin zapta geçilmesini istedi.

02/07/2012 T24 – Murat Sabuncu

Avukatlardan biri “yıllarca Kürtlere meşru zeminde siyaset yapın çağrıları yapıldı. Onu yapmak için yola çıktılar. Tutukluyorsunuz” diye konuştu.

Özel Yetkili Mahkemeler sözde kaldırıldı ya… Bir süre sonra “Kürt Memed nöbete” gibi sadece Kürtleri yargılayan mahkemelere dönüşebilir.

Bugün yargılanan kişilerin pek çoğu BDP”de siyaset yapan sivil politikacılardır. Evlerinde yapılan aramada tek bir çakı bile bulunmamıştır. İddianamedeki 220 ithamın çoğu basın bildirisi okumak gibi sivil eylemlerdir. Gelin bunun adını koyalım; Bu davanın adı “post modern parti kapatma davası”dır…

Bu davanın BDP”yi kapatmaya yönelik olduğu fikrine BDP”li yöneticiler de katılıyor. Partinin milletvekillerinden Sabahat Tuncel dava öncesi konuşurken “ucunun kapatma davası” olarak BDP”ye dokunacağını düşündüğünü anlatıyor.

Büşra Ersanlı..Dünyanın yakından tanıdığı akademisyen. O da tutuklular arasında. Herkesin birbirine uzaktan el salladığı anlarda görüyorum. BDP siyaset akademisinde ders verme, bilimsel notları ve telefon konuşmalarından başka hiçbir delil yok hakkında. Ama aylardır tutuklu.

01/07/2012 Zaman Gazetesi – Joost Lagendijk

Geçen hafta Amerika’nın en prestijli dış politika dergisi Foreign Affairs’in internet sitesinde Türkiye ile ilgili önemli bir makale yayımlandı. Doktora adayı Michael J. Koplow ve Dışilişkiler Konseyi’nin etkili isimlerinden Steven A. Cook tarafından kaleme alınan bu kısa yazı, ‘Türk Paradoksu’ başlığını taşıyor ve Türkiye hakkındaki tartışmaya önemli katkıda bulunuyor.

Zira ABD ve Avrupa’daki bilgili Türkiye gözlemcileri arasında giderek yayılan bir görüş birliğini yansıtıyor. Türkiye’nin her eleştirenin sonunda hapsi boyladığı bir polis devletine dönüştüğüne dair son aylarda çok sayıda Amerikan ve Avrupa medya organında çıkan güvenilmez ve yanlış yönlendirici yayınlardan söz etmiyorum burada. Cook, Türkiye’deki gelişmeleri çok uzun zamandır takip ediyor ve bölgeyle ilgili bazen provoke edici olsa da genelde dengeli yazılarıyla tanınıyor. Son makalesi, bir çarpıcı çekim değil, bilakis uzun süreli gözlemlere ve Türkiye’nin anti demokratik geçmişini aşma çabalarına yönelik net sempatiye dayanıyor…