a

29/12/2012 Ali Bulaç – Zaman Gazetesi

Özgür Gündem gazetesine bir aylık kapatma cezası verildi.

Kararın açıklandığı gün beni Dicle Haber Ajansı’ndan arayıp kapatmayla ilgili görüşlerimi sorduklarında bu kararın yanlış olduğunu, sadece ifade özgürlüğünü kısıtlamakla kalmayıp Kürt sorununa çözüm bulmanın en önemli mecrası olan toplumsal/kamusal müzakereye de zarar verdiğini söyledim. Bu görüşümü, katıldığım televizyon programlarında da dile getirdim.

Giderek daha geniş toplumsal kesimlerin rahatsızlık duymaya başladığı bir sürece giriyoruz. Eleştiri okları ister istemez hükümete yöneliyor. Tabii ki hükümet savcılara emir veriyor değildir. Savcılar önlerine gelen doneleri mevcut mevzuat açısından test ettiklerinde soruşturma açıyorlar, hakimler de savcıların iddialarını ciddi bulunca dava süreci başlamış olur.

Burada kim kusurlu belli değil gibi. Ortada mevzuat var ve söz konusu mevzuatın en can yakanı hiç şüphesiz Terörle Mücadele Kanunu’dur (TMK). Bu kanun gerçekten çoğu zaman haksız yere can yakıyor, zira hayatta eline silah almamış bir insanı yoruma göre kolayca “terörle ve terör örgütü”yle ilişkilendirmek mümkün. Ragıp Zarakolu, Büşra Ersanlı, Turan Özlü, Doğan Yurdakul gibi isimler “terör örgütüne üye olmak” suçuyla tutuklu bulunuyorlar. Hüküm giymiş olanlar içinde aynı suçtan yargılananlar olduğu gibi bizzat eylemlere katılanlar da var.

Tabii ki tutuklu ve hükümlülerin tümünü tanımıyoruz, savcıların da iddianamelerini ciddiye almak lazım. Ama objektif olarak ve dışarıdan baktığımda Zarakolu ve özellikle Büşra Ersanlı’nın “terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla “terörist” sınıfına dahil edilmeleri bana büyük bir haksızlık geliyor. Yine Abdullah Öcalan’ın avukatlarının bir anda “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanmaları öyle garip bir şey. Yıllarca devlet görevlilerinin gözetiminde İmralı’da müvekkilleriyle görüşen, her görüşmeleri kayıt ve zapt altına alınan avukatların -havanın değişmesiyle- bir anda “terör örgütüne üye oldukları”nın keşfedilmesi hiç mantıklı değil…

25/03/2012 BiaMag

Prof. Dr. Büşra Ersanlı dört aydır tutuklu. Neler hissediyor, iddialar hakkında ne düşünüyor? Kimlere kırgın ve morali nasıl? Hepsini Express’in söyleşisinde anlatıyor.

İktidara toz kondurmayan, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonlarını anlayışla karşılayan çevrelere bile pes dedirtmişti Büşra Ersanlı’nın tutuklanması. Onca araştırmada, bilimsel çalışmada imzası olan, akademisyenliği ile hak ve özgürlükler mücadelelerindeki eylemliliğini tutarlılıkla sürdüren Ersanlı, Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) Siyaset Akademisi’nde verdiği dersler gerekçe gösterilerek dört aydır tutuklu. Postayla kendisine ulaştırdığımız sorulara verdiği cevapları dikkatlerinize sunuyoruz.

23/03/2012 EĞİTİM-SEN İstanbul Üniversiteler Şubesi

Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi olarak bugün Marmara Üniversitesi

Haydarpaşa Kampüsü’nde İbrahim Kaboğlu ve Orhan Gazi Ertekin

Hocalarımızın katılımıyla gerçekleşen “Türkiye’de Hukuk ve Adalet”

konulu panelimize Değerli Hocamız Büşra Ersanlı’nın yollamış olduğu

mesaj:

“TÜRKİYE’DE HUKUK VE ADALET” TOPLANTISINA MESAJIMDIR.

ZAMAN BELLİ, YANI 2012 MART AYININ SONUNA DOĞRU, VİCDANLARINDAN AYRILMAYANLAR FARKLI NOKTALARDA YAŞARKEN, BİLİM VE SİYASET YAPARKEN, ACABA ADALETİ NASIL TANIMLAYABİLİRLER? YA HUKUKU? ONU NASIL TANIMLAMALI?

HELE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ? DÜŞÜNÜYORUM BU SORULARI CEVAPLAMA CESARETİ GÖSTEREBİLİR MİYİM ACABA? GÖSTEREBİLİRİM, DUYGULARIMLA TANIMLAYABİLİRİM, DUYGULAR DA GERÇEKTİR, BUGÜN GİBİ…

22/03/2012 ZEYNEP KURAY – Birgün Gazetesi (BAKIRKÖY KADIN CEZAEVİ)

KCK iddianamesinin tamamlandığını Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nde öğrendik. Yöneltilen “suçlamalar” karşısında şaşırmadık. Zira bu davanın hukuki değil, siyasi görüldüğünü zaten biliyorduk. Sırf partisi BDP’nin Siyasal Akademisi’nde verdiği birkaç ders gerekçe gösterilerek, KCK yöneticisi olma iddiasıyla hakkında 22.5 yıla varan hapis cezası istenilen Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın durumu, bu gerçeğin en tipik göstergesi. 30 yıldır Türkiye’de milliyetçi tarih yazımı ve ders kitapları üzerine yaptığı araştırmalarla bilinen Prof. Dr. Büşra Ersanlı ile süreci değerlendirdik. Yürütülen davanın “KCK değil, BDP’yi yargılama davası olduğuna dikkat çeken Ersanlı, iktidarın alternatif bir muhalefet hareketine tahammül edemediğini vurguladı. Kürt sorununun 40 yıldır inkar ve tasfiye ile ‘çözülmeye’ çalışıldığını hatırlatan Ersanlı, tarih kitaplarından dahi Kürtleri dışlayan bir zihniyetin eşitlikten söz edemeyeceğini vurguladı. Ersanlı, “Günü birlik ufak tefek ‘reform’ benzeri atılımlarla vicdanları rahatlatmak mümkün değil. Böyle düşündüğüm için BDP’liyim” dedi.

19/03/2012 Vatan Gazetesi

CHP’li Melda Onur, Büşra Ersanlı’yı cezaevinde ziyaret etti.

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Pozantı’dan sonra Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi’nde akademisyen Büşra Ersanlı’yı geçtiğimiz günlerde ziyaret etti. “Daha önce hiç karşılaşmamıştım” dediği Büşra Hoca’nın pozitif halinin ceza ve infaz memurları ve koğuşu etkilediğini anlatan Onur, “Çok soğuk bir günde, en sıcak karşılaştığım cezaevi oldu” dedi.

T24’ten Hülya Karabağlı’nın haberine göre, tutuklanma sürecinde Datça’da yazlık evde olduğunu anlatan Ersanlı, “Bodrum’da panele gitmiştik, çok yorgundum. Dönmeden birkaç gün yazlıkta dinlenip mevsimin son güneşinin, denizin tadını çıkarayım demiştim. Datça’daki evde fazla bir şey aramadılar, ama İstanbul’daki evi saatlerce didik didik etmişler, kitapların içine tek tek bakmışlar, iyi ki İstanbul’da değildim. Çok kötü olurdum” dedi.

13/03/2012 Radikal Gazetesi – Oral Çalışlar

Prof. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’yu da hedef alan tutuklama dalgasının sürdüğü günlerdi… Gözaltılar genişliyor, “operasyoncu” dile yatkın gazete ve TV kanalları, polisten servis edildiği anlaşılan ve pek inandırıcı görünmeyen “belgeler” ve “iddialar” yayınlıyorlardı.
Bu gazeteleri okuyan, kanalları seyreden kitlenin büyük bir bölümünün zihninde, tutuklanan kişiler hakkında “Vay be, neler neler yapmışlar…” düşüncesi uyanıyordu muhtemelen. Neyle suçlandığını bilmeyen ve dosyaları kendilerine gösterilmeyen insanlar hakkında medyaya “belge”(?)ler servis ediliyor, tutuklama dalgalarına uygun bir psikolojik ortam yaratılıyordu…

12/03/2012 Milliyet Gazetesi – Aslı Aydıntaşbaş

Bu hafta üç kez Büşra’dan haber geldi! KCK soruşturması kapsamında son derece tartışmalı bir operasyonla gözaltına alınan akademisyen Büşra Ersanlı’dan söz ediyorum tabii.
Önce geçen hafta CHP İstanbul milletvekili Melda Onur, Büşra Hoca’yı Bakırköy kadın cezaevinde ziyaret etti. Moralinin çok iyi olduğunu, harıl harıl 8 Mart Kadınlar Günü kutlamalarına hazırlandığını anlattı. Aktardığı kadarıyla, Büşra Hoca hem kaldığı kadınlar koğuşunun neşe kaynağı olmuş, hem de beraberindeki tutuklu kadınlara siyaset bilgisi semineri veriyormuş. Ersanlı doktora tezini, Boğaziçi’nde Şerif Mardin’in talebesi olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile eş zamanlı yapmış değerli bir akademisyen. Ama düşünsenize ironiyi! Gözaltına alındığında verilen mazeret de BDP Siyaset Akademisinde ders vermiş olması değil miydi!
Radikal yazarı Koray Çalışkan da geçen hafta Büşra Hoca’yı ziyaret etmiş. Koray, Ersanlı’nın cezaevinde çok popüler olduğunu, açık görüş yapılan alandan içeri girdiği anda alkışlar koptuğunu ve tutuklu yakınlarının ona gidip sarıldığını anlattı. Kadınlar koğuşunda 8 Mart’ta bir tiyatro ve konser varmış. Ersanlı da o hafta ‘Kadın ve Siyaset’ üzerine bir seminer vermiş.
Bu hafta tesadüfen bir cenazede Fethullah Gülen cemaatine yakın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan Erkam Tufan’a rastladım. Ersanlı, başörtüsü ve sivilleşme gibi konularda yıllardır demokrat tavır yakınmış biri olarak muhafazakâr camiada da takdir ediliyor. Tufan da Adalet Bakanlığı’ndan zar zor izin alıp Büşra Hoca’yı ziyaret etmiş. Moralinin iyi olduğunu söylüyor.
Ne garip memleket… Bir akademisyen tartışmalı bir operasyonla içeri atılıyor; medyada linç ediliyor; ardından herkes duruma isyan ediyor; Cumhurbaşkanı bile Ersanlı’yı soruyor; siyasi yelpazenin sağı da solu da ‘Olur mu!’ diyor ama bir giren bir daha kolay çıkamıyor…