09/11/2011 – Serpil Güvenç
“Haksızlığın envâını gördük… bu mu kanun?
En gamlı sefalete düştük… bu mu devlet?
Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun;
Artık yeter olsun bu deni (alçak) zulm ve cehâlet…”
Tevfik Fikret (Millet Şarkısı)
09/11/2011 – Serpil Güvenç
“Haksızlığın envâını gördük… bu mu kanun?
En gamlı sefalete düştük… bu mu devlet?
Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun;
Artık yeter olsun bu deni (alçak) zulm ve cehâlet…”
Tevfik Fikret (Millet Şarkısı)
09/11/2011 – Eyüp Can
Parti dağa mı çıkar, yurtdışına mı, onu da sen söyle ama kararı BDP vermiş olsun!
09/11/2011 – Güneri Cıvaoğlu
TAHA Akyol Hürriyet’te “ünlü Fransız yazar Andre Gide’nin yıllarca Stalin damgalı Sovyetler Birliği komünizmini savunduktan sonra hatasını anladığını” yazdı.
Moskova’ya gitmiş ve “Stalin’in demir yumruk yönetimini” yerinde görmüş.
Paris’e dönüşünde şöyle yazmış:
“Netice şu: Ortada komünizm yok, sadece Stalin var!”
08/11/2011 – Oral Çalışlar
Yahudi bir eşe sahip olmayı, geçmişte bir sol örgütten yargılanmış olmayı terörle ilişkilendirebilen bir zihinsel dünya ile karşı karşıyayız.
08/11/2011
T24 – Oral Çalışlar, Türkiye’nin darbe geçmişini sağ ve sol çatışması üzerinden analiz ederek günümüzde bazı medya organlarının hâlâ bu geleneksel tavrı sürdürdüğünü dile getirdi. Çalışlar, Merkez çizgisini Akit’in oluşturduğu bazı gazeteleri de eleştirerek, ”Büşra Ersanlı’nın ayrıldığı eşinin Yahudi olması, geçmişte askeri darbeler döneminde (artık Türk Ceza Kanunu’nda suç sayılmayan) 141. maddeye muhalefetten yargılanan sol bir örgütten tutuklanmış bulunması gibi gerekçeler, bir suçlama gibi çarşaf çarşaf yayımlandı, yayımlanıyor.” dedi.
08/11/2011 – Kamil Tekin Sürek
Haksız bir davayı savunmak çok zordur. Şahsen ben böyle bir şeyi beceremem. Haksız davaları savunanlar deyince ilk akla gelen avukatlardır. Oysa, gazetecilerin ve politikacıların yanında avukatlar solda sıfır kalır.
Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun tutuklanmasına pek çok kimse ikna olmadı. AKP Hükümeti de, yandaş medya da bunun farkında. “Büşra Ersanlı terörü destekleyen dersler verdi” dediler, inandıramadılar. Boğaziçi Üniversitesi hocaları Ersanlı’ya sahip çıktı. Binlerce akademisyen ve aydın, biz de akademide ders vereceğiz dediler. Ragıp Zarakolu için terörü destekleyen dersler verdi de diyemediler. Çünkü, Zarakolu BDP’nin Siyaset Akademisi’nde ders de vermemişti.
Şimdi, kendilerince daha akıllı bir yalan kampanyası yürütüyorlar. Büşra Ersanlı ve Zarakolu’nun ve tutuklanan binlerce BDP’li politikacının KCK’lı ve KCK ile ilişkili olduğunu varsayarak, KCK’nın ne kadar azılı bir terör örgütü olduğuna kitleleri ikna etmeye çalışıyorlar. Sözde strateji uzmanları, terör uzmanı profesörler, siyaset bilimcileri KCK üzerine ahkam kesiyorlar. İyi ki internet var. Kısa bir süre içinde internet üzerinden onlarca gazeteye göz atma imkanı oluyor…
08/11/2011 – Murat Yetkin
Başbakan’ın sözleri KCK tutuklamalarının Kürt meselesinde barış umudunu yok ettiği yolunda sol liberal kesimden gelen eleştirileri nasıl etkileyecek?
08/11/2011 – İsmet Berkan
SON günlerde yeniden hızlanan KCK operasyonlarını ve bu operasyonların etrafında yürümekte olan tartışmaları ben de herkes gibi izliyorum.
Ragıp Zarakolu’nu uzaktan, Beşra Ersanlı’yı da daha yakından tanıyan biri olarak onların tutuklanmalarını, bu tutukluluk sürecinde işlemeye başlayan propaganda makinesini vs de yakından izlemeye çalıştım.
Korkarım Türkiye’de yapılan özellikle siyasi içerikli bütün savcılık soruşturmalarının bir ortak özelliği KCK’da da işliyor. Yani, sap ile saman birbirine karışıyor.
Bir yandan, KCK’ya karşı yürütülen bu soruşturmanın meşruiyeti konusu var. Savcılar, açtıkları davayla da gösterdiler, son tahlilde meşru bir soruşturma yürütüyorlar.
‘Terör örgütü’nün uzantısını, o örgütün hiyerarşisi içinde karar alıp uygulayan bu paralel örgütü soruşturmak gerek yürürlükteki yasalara göre ve gerekse azımsanmayacak bir kamuoyuna göre gayet meşru.
Ama öte yandan, PKK’ya artık ‘terör örgütü’ demeyen, onu ‘terör örgütü’ olmanın ötesinde gören, bu örgütün ideolojisini ve yöntemlerini onaylamasa bile dayandığı kitle tabanının genişliğine bakıp ‘Bu kitle rededilemez bir siyasi gerçekliği ifade ediyor’ diyenler de var. İşte onların gözünde, soruşturmanın meşruiyeti tartışmalı…
08/11/2011 – Gültekin Avcı
KCK operasyonları örgüt için; dağdaki 1000-2000 militanı kaybetmekten daha can yakıcı, daha yıkıcı.
KCK operasyonlarının en önemli yönüyse, aydınların turnusol kâğıdı olması…
08/11/2011 – Herkül Millas
Bu kez “kim bilir”, “bilemeyiz ki”, “belki de”, “hele bekleyelim bakalım” diyecek halim yok. Terörle ilişkili olarak tutuklanan Prof. Büşra Ersanlı’yı çocukluğundan tanırım, yakınımdır.
Son kırk beş yıldır temasımız hiç kopmadı. Benden gençtir ama hocamdır, doktora tezimi okuyup değerli önerilerde bulunmuştur. Daha önemlisi dostuz, kardeşiz, sırdaşız. İstanbul’a geldiğimizde evinde kalırız. Birlikte üzülür veya güleriz. Daha geçenlerde Atina’da bizde misafir kalırken (yardım ve yataklık?!) Türkiye siyasetini tartışıyorduk, ne düşündüğünü, ne hissettiğini çok iyi bilirim.