İstanbul’daki ”KCK” davasında tahliyesine karar verilen Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Silivri Cezaevi’nden çıktı -Ersanlı: – ”Tabii ki tahliye olduğumuz için sevindik ama arkadaşlarımız geride kaldı, hepimizin durumu beş aşağı beş yukarı aynı” dedi..
13/07/2012 CNN Türk
KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 140’ı tutuklu 205 sanık hakkında açılan davada, Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi. Ersanlı, akşam saatlerinde cezaevinden çıktı.
13/07/2012 NTV
Haklarında tahliye kararı verilen Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın da aralarında bulunduğu KCK tutuklusu 16 sanık, işlemlerinin ardından Silivri Cezaevi’nden çıktı. Çıkışta konuşan Ersanlı, “Davadan yargılananların çoğu BDP’li. Arkadaşlarımızı geride bıraktığımız için üzgünüz” dedi.
13/07/2012 Son Dakika
PKK’nın şehir yapılanması KCK davasında 9 aydır tutuklu yargılanan Prof.Dr.Büşra Ersanlı’nın da aralarında bulunduğu 16 kişi cezaevinden çıktı.
12/07/2012 Radikal Gazetesi
KCK davasının bugünkü duruşmasında konuşan Prof. Dr. Büşra Ersanlı 'Tahliyemi
istiyorum demekten utanıyorum, beraatımı istiyorum' dedi.
…
BDP ’nin siyaset akademilerinde verdiği derslerin terör örgütüne üye kazandırmaya dönük olduğu iddiasını reddeden Ersanlı, BDP ’ye üye olma sebebini ‘çözüm üretebilecek alternatif bir muhalif harekete katkı sunma isteği’ olarak dile getirdi. İddianamede delil olarak yer alan notların bir kısmının siyaset akademisi dersleriyle ilgili olduğunu, ancak çoğunun akademik toplantılarla alakalı notlar olduğunu savunan Ersanlı, "Evimden alınan notların tamamı toplantı notlarıdır. Çoğunluğu da akademik toplantılara aittir. BDP ’ye giriş sebebim, Türkiyelileşme projesiyle bağlantılıdır. Şiddete metod olarak asla güvenmiyorum. Tahliyemi istiyorum demekten utanıyorum, beraatımı istiyorum" diye konuştu.
12/07/2012 Star Gazetesi – Elif Çakır
İlk defa yanılmış olmayı umuyorum ancak 3. yargı paketine ilişkin süreç tam da tahmin ettiğim gibi işliyor galiba.
Birkaç gündür Yargı’dan yeni güzellikler beklemeye başlamıştım ki, Bahçelievler katliamının katillerinin tahliye edilmesiyle başladılar işe…
Türkiye askeri vesayetten neredeyse kurtuldu diye düşünürken, hop devletin başka bürokratik elitleri boş durmayıp lisanen olmasa da ortaya koydukları tavırlarla “biz varız” diyorlar…
Elbette yeni değil, taa açılım sürecinde Habur’dan bu yana hukukun arkasına sığınıp yasaları da kendilerine kalkan yaparak varlıklarını fazlasıyla hissettiriyorlar…
Siyasi irade ne açıklama yapıyorsa bir bakıyorsunuz yargı aksi yönde aldığı kararlarla karşımıza çıkıyor…
Beklediğim tam da bu idi: Toplumsal tepki görecek birtakım tahliyeler yapılabilir ve yine toplumsal tepki görecek birtakım tahliyeler de “yapılmayabilir”.
11/07/2012 Radikal Gazetesi – Cengiz Çandar
Kimi isimler, kimi durumlarda simgeleşiverirler. Prof. Büşra Ersanlı bunlardan biri. Kendisini 40 küsur yıldır, genç kızlığından bu yana tanıyan birisi olarak, hiçbir vakit böyle bir amacı olmadığına kalıbı basarım. Ama oldu işte. Özellikle, tahliyesinin beklendiği bu hafta boyunca, Büşra, Türkiye’de adaletsizlik halinin simge ismi haline gelmiş olarak, gazetelerin birinci sayfalarına yerleşti.
…
10/07/2012 HaberTürk – Balçiçek İlter
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Balçiçek İlter’e konuştu
Söz Sende programında Balçiçek İlter’in sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, KCK Soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Prof. Büşra Ersanlı için, “Büşra Hanım’ı çok iyi tanıyorum. Kendisi akademik hayatım boyunca pozitif roller oynadı. Aynı branşta çalıştık. Yakından bildiğim bir kişi, en kısa zamanda suçsuzluğunun anlaşılarak aramıza dönmesini istiyorum” dedi.
12 Eylül döneminde ‘1402’ kapsamında birçok öğretim üyesinin üniversiteden uzaklaştırıldığına tanık olduğunu kaydeden Çetinsaya, “Hocalarımızın baskıya rağmen duruşları bizim için örnek oldu” şeklinde konuştu.
28 Şubat’ı da bir üniversite hocası olarak yaşadığını kaydeden Çetinsaya, birçok öğretim üyesinin çalışmalarından dolayı fişlendiğini, akademik kariyerinin engellendiğini söyledi.
10/07/2012 Vatan Gazetesi – Ruşen çakır
Uzunbir süredir Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yakından tanıdığını bildiğim Prof. Büşra Ersanlı, daha doğrusu onun KCK kapsamında tutuklanması hakkında herhangi bir açıklama yapmaması üzerine eleştirel bir yazı yazmayı düşünüyordum. Cuma günü üç gazetede onun “Kendinizle barışık olun. Özgürlükçü aydınlar bari Suriye’de de özgürlükçü olsunlar…” şeklindeki çağrısını okuyunca o yazının artık zamanının geldiğini düşündüm. Sonuçta Cumartesi günkü “Hem Suriye’de, hem Türkiye’de özgürlükçü olmak” başlıklı yazı ortaya çıktı.
Güzel bir raslantı sonucu, benim “Davutoğlu’nun Büşra Hoca’yı tanıdığını biliyoruz. Tanıdığına göre ondan terörist filan olmayacağını da herhalde biliyordur. Ama bugüne kadar bir kez bile Prof. Ersanlı konusunda rahatsızlığını dile getirmiş değil” diye yazdığım Cuma günü akşamüstü saatlerinde Davutoğlu, Paris dönüşü uçakta aynı meslektaşlarımıza içini şöyle döküyormuş: “Büşra Hanım, 28 Şubat’ta da çok demokrat bir tavır almış bir akademisyendir. Terörist olduğuna inanmıyorum. Ama bu durumu bir bakan olarak kabullenmiyor olmam, bana yargıya müdahale hakkı vermiyor. Yargı ayrı bir süreç. Eleştirenler kimi yerde ‘Neden müdahale ediyorsunuz’, başka davada ise ‘Niye müdahale etmiyorsunuz’ diyor.”
Aradan 7 ay geçmiş olsa da Bakan’ın bu açıklaması son derece önemlidir. Özgürlükçü kimliğine inananları ve kendisini samimi olarak sevenleri mahçup etmediği için Ahmet Davutoğlu’nu tebrik etmek istiyorum. Ve aynı duyarlılığı, hem kendisinin, hem “özgürlükçü” olma iddiasına sahip diğer etkili ve yetkili kişilerin her türlü adaletsizlik ve zulüm karşısında göstermesini diliyorum.
10/07/2012 Radikal Gazetesi – Oral Çalışkan
Siyaset, ‘uzun tutukluluk süreleri’ne itirazını sürdürüyor, yargının ‘devlet içinde devlet’ olması tehlikesine dikkat çekiyor. Tutuklu milletvekillerinin görevlerine dönebilmeleri için kanun değişiklikleri yapılıyor. Denklemin ‘düğüm noktası’nı ise yargıçların (uzun yılların tercihleri içinde oluşmuş) zihniyet dünyası oluşturuyor… Yargıçların çok büyük bir bölümünün, ‘devlet-özgürlük-birey denklemi’nde, ‘otoriter devlet’i yeğleyen bir tavrı sürdürdüğünü görüyoruz.
Tabii siyasetin de çifte standartlı ve ikircikli bir tavrı var. Bu tavır, değişimin önünde hâlâ ciddi bir engel oluşturuyor. Sonuç olarak, varoluşumuzun donuk, trajik ve sıkıcı fotografını şöyle çekebiliyoruz: Büşra hapiste, İdris Hoca’yı ise kahrından öldürdük…
Kategoriler
- Akademik Yazıları (7)
- Basın ve Kamuoyuna (15)
- Eylemler (52)
- Haberler (141)
- Hakkındaki Yazılar (147)
- İmza kampanyaları (9)
- International news (29)
- Kitaplar (4)
- Medyadaki Yazıları (32)
- Röportajlar (28)
- Tanıklıklar (19)
- Tutukluluk dönemi (1)
- Videolar (19)
Son Yazılar
- Büşra Ersanlı neden tutuklandı…. 07 Nisan 2024
- Büşra Ersanlı: “Türk kökenli ülkelerle genelde sağcı akademisyenler ilgileniyordu ben de… 03 Mart 2024
- Büşra Ersanlı ile Feminizm Söyleşisi 26 Ekim 20 03 Mart 2024
- CTS PUBLIC FORUM WITH PROF BUSRA ERSANLI 03 Mart 2024
- Büşra Ersanlı cezaevinden çıktı 03 Mart 2024