Haberler

20/06/2012 Bianet

Üniversitelerde yapılan rektörlük seçimleri sonucunda Prof. Büşra Ersanlı 19 Mayıs Üniversitesi’nin altı rektör adayından biri oldu. Ersanlı gibi tutuklu Prof. Fatih Hilmioğlu da İnönü Üniversitesi’nin adaylarından biri.

20 üniversitede öğretim üyeleri rektörlük seçimleri için oy kullandı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’ndeki seçimlerde Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya dört oy verildi.
Böylece Ersanlı Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) rektörlük için ismi bildirilen altı adaydan biri oldu. 19 Mayıs Üniversitesi’nde en fazla oyu rektörlük görevini sürdüren Prof. Dr. Hüseyin Akan aldı.
Kasım ayında KCK operasyonları kapsamında tutuklanan Prof. Ersanlı halen Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutuluyor.
Ersanlı’nın tutuklu olması rektör olmasını engellemiyor. Mevzuat buna imkan tanıyor.

18/06/2012 Birgün Gazetesi

THY çalışanları çaresizlik içinde kıvranıyor. İşten atıldılar, üstelik çöp kutusuna dönen belleğin derinliğinde unutulmak üzereler.

Yüzlerce öğrenci tam olarak neden suçlandığını bilmeksizin hapiste ömür çürütüyor ve muhtemelen daha uzun bir süre bu böyle gidecek.

Metin Lokumcu’yu unutalı çok oldu zaten. Aziz hatırası için direnç gösterenler de birer potansiyel suçlu. HES vahşeti sürüyor.

Balyoz davasının mahkemesi değişti. Sil baştan yapılacak. Sağlık sorunları olan yüzlerce insan biçare adalet bekliyor.

Müyesser Yıldız koskoca bir koğuşta yapayalnız! Bir kedi istedi, olmadı. Sesini duyurması da giderek olanaksız hale geldi.

Büşra Ersanlı ve Zeynep Kuray’dan arada bir haber geliyor gelmesine de, neden hapiste olduklarına dair ikna edici tek satır bulunamadı…

16/06/2012 Hürriyet Gazetesi

Almanya Federal Cumhuriyeti İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sorumlusu Markus Löning, bu hafta Türkiye’deydi. Löning’in, Ankara, Diyarbakır, Mardin ve İstanbul’da kanaat önderleriyle yaptığı görüşmelerden çıkan şuydu: Türkiye’de son yıllarda çok iyi şeyler oldu ama yetmez.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya, gazeteci Nedim Şener’den Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’a, 2009 yılından bu yana tutuklu bulunan İnsan Hakları Derneği Başkan Yardımcısı, hukukçu Muharrem Erbey’e ve gayri Müslim dini grupların liderlerine kadar birçok kişiyle görüştü Löning.

13/06/2012 Muhalif Gazete

Marmara Üniversitesi (MÜ) Siyaset Bilimi bölümü öğretim üyesi ve kadın hakları savunucusu Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yla tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Tutukevi’nde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Her kürtaj bir Uludere’dir” açıklamasını konuştuk. Erdoğan’ın her kürtaj yaptıran kadını Uludere vahşeti ile özdeşleştirmesi ile bir yandan “Bedenim benimdir” diyen kadınlar düşmanlaştırılırken, diğer yandan da “Güç esastır, en uç noktaya da giderim, esas olan devlettir” mesajının verdiğine dikkat çekti. Özel hayata müdahalenin ülkeyi totaliter bir rejime sürükleyeceğinin altını çizen Ersanlı, kadınların kendi bedenleri üzerine karar veren erkek siyasetçilere gereken cevabı vermeye devam edeceklerini vurguladı.

13/06/2012 Gerçek Gündem

BirGün yazarı isyan etti: “Bu suskunluk, bu sessizlik, bu utanç verici çaresizlik ne?”

Van’da seçilmiş belediye başkanları toparlanıp içeri tıkılıyor. Sessiz ve suskunuz. CHP’li belediyeler baskın üzerine baskın yiyor, çalışanlar gözaltına alınıyor. Sessiz ve suskunuz. Hukuksuzluk KCK’da da, Ergenekon’da, Balyoz’da da diz boyu. Sessiz ve suskun olmakla kalmıyor, bir kısmımız birine bir kısmımız diğerine “oh olsun” diye bakıyoruz. Hukuksuzluğa boş verip, hukuksuzlukla hukuk geleceğini sanarak…

Yüzün üzerinde gazeteci, bine yaklaşan üniversite öğrencisi içerde. Denizli’de Başbakan’ı protesto etmek için pankart açacak gençlerin, başlarına gelecekleri önceden öngörerek “Pankartta bir şey yok dedik, inanmadınız. Ne oldu şimdi” yazdıkları pankart da onları “terörist”, “örgüt üyesi” yapacak belki. Prof. Büşra Ersanlı’yı gülerek mi ağlayarak mı okuyacağımızı bilemediğimiz iddiaların “terör örgütü üyesi” yaptığı gibi…

June 10, 2012 Radikal Daily, Büşra Ersanlı

From the very first moment I was taken into custody on October 28, 2011, I knew that the real accusation against me was my membership in the BDP (Peace and Democracy Party) Assembly and the party activities carried out during the time spared from my full-time work at the university. As the participation of BDP’s women in politics and their success in local governments increasingly grew, the ‘anger’ that this situation gave rise to struck back in the form of defamation against me.
The main idea concerning my person in Folder 50 of the so-called “KCK” indictment and case file is allegedly my carrying out – as a “leading figure” – PKK instructions, as well as those of Abdullah Öcalan cited in his interview notes, and my “great efforts” in this regard. In fact, we need to think of this as BDP instead of PKK, because there is no evidence of my PKK membership/leadership. In any case, such evidence would be impossible to find. The notes I have taken in dozens and hundreds of meetings (academy and party are not even of equal weight here, since the academic field covers a great part of my life) have been reshuffled to put forward ‘matchless’ opinions.
For example, the notes with regard to the Öcalan interviews, most of which I have not read and did not even receive at my internet address, have been listed one after the other as containing “proposals” concerning the new constitutional and democratisation reform process. Since I am also in the BDP Constitutional Commission for the drawing up of the new constitution, this would mean that I receive instructions. Therefore, if there is an interview of Öcalan in which he speaks about democracy, then I and all of us will have to fervently defend an organic and totalitarian police state in order to get out of prison.

08/05/2012 Sendika.Org

Dışarıdaki Gazeteciler, hapisteki gazeteciler için yürüdü. KCK adı altında yürütülen operasyonlarda tutuklanan meslektaşları için yürüyen gazeteciler, Erdoğan’ın ve takipçilerinin gazetecilere yönelik “tasmalılar” hakaretine de sloganlarla yanıt verdi: “Tasma sizde, kelepçe bizde!”

Hakikati doğru zamanda dile getirmeye devam etmek için
“Susmayacağız! Ragıp Zarakolu’nu, Büşra Ersanlı’yı Zeynep Kuray’ı ve tutuklu 104 gazeteciyi savunduk, savunacağız” diyen Şık gazetecilere özgürlük mücadelesinin sürdüğünü söyledi:

“Odatv Davası’nı nasıl kararlılıkla takip ettik ve ediyorsak KCK Davası’nda da cüret edeceğiz. Hukuksuzluğu teşhir edeceğiz, gazeteciliği yükselteceğiz. 18 Haziran’da Odatv Davası’nda 10 Eylül’de KCK Davası’nda olacağız.”

“Ayrıca, hafta içi her gün 12.00’de “Gazeteci olduklarına tanığız” demek için Çağlayan Adliyesi’ndeyiz. Hakikati doğru zamanda dile getirmeye devam etmek için her zamanki gibi tasmalı gazetecilikten değil kelepçeli gazetecilikten taraf olacağız.”

04/06/2012 BirGün Gazetesi – Olgu Kundakçı

Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER), önceki gün İstanbul Muammer Karaca Tiyatrosu’nda araştırma özgürlüğü üzerine bir panel düzenledi. SOMDER Üyesi Kiraz Özdoğan, Dr. İsmail Beşikçi, Doç. Dr. Zeynep Gambetti ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı panelde Türkiye’de akademik özgürlük tartışıldı.

Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER), önceki gün İstanbul Muammer Karaca Tiyatrosu’nda araştırma özgürlüğü üzerine bir panel düzenledi. SOMDER Üyesi Kiraz Özdoğan, Dr. İsmail Beşikçi, Doç. Dr. Zeynep Gambetti ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı panelde Türkiye’de akademik özgürlük tartışıldı.

06/03/2012

2012 PEN Duygu Asena Ödülü, KCK davası kapsamında tutuklu bulunan iki önemli aydına, Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi

T24 – PEN Türkiye Merkezi Duygu Asena Ödülü, tutuklu bulunan Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi. PEN yöneticileri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Berktay ve Ersanlı’yı ziyaret edecekler. Ödül töreni ise tahliye edilmelerinden sonra gerçekleştirilecek.
06/03/2012 T24

2012 PEN Duygu Asena Ödülü, KCK davası kapsamında tutuklu bulunan iki önemli aydına, Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi…

30/05/2012 Radikal Gazetesi

Büşra Ersanlı’nın sılseli: Özgürlük
Galata Rum İlköğretim Okulu’na sılsel gönderen isimlerden biri de, KCK Davası’ndan tutuklu bulunan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ydı. Ersanlı’nın cezaevinden gönderdiği ve kendi elleriyle diktiği sılsel Kutluğ Ataman tarafından asılırken, sılselin ön tarafında yer alan, özlem, özveri, özayar, özgüven, özdenetim, özyönetim ve son olarak da ‘özgür’ kelimeleri dikkat çekti.