Haberler

25/05/2012 Haber YurdumUluslararası Af Örgütü, Türkiye’de anayasa reformu yapılmadığını, polis şiddetinin arttığını, çocuk ve kadın haklarının korunmadığını söyledi

Şık ve Ersanlı da raporda
İfade özgürlüğü hakkını tehdit eden çok sayıda dava açıldı. Eleştirel gazeteciler, Kürt siyasal aktivistler ve diğerleri Kürtler hakkında konuştuklarında haksız davalar açılmasını göze almış oluyorlardı. İnternet sitelerinin keyfi sınırlanması endişelerini artıran yeni düzenlemeler yürürlüğe girdi. Devlet görevlileri tarafından yapıldığı iddia edilen insan hakları ihlallerini araştıran Ahmet Şık ve Nedim Şener, terör örgütü üyeliğiyle suçlandı. Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı, yasal bir siyasi parti olan BDP tarafından yürütülen Siyaset Akademisi etkinliklerine katılımları nedeniyle KCK üyesi oldukları iddiasıyla tutuklandı…

25/05/2012 Hürriyet Gazetesi

ULUSLARARASI Af Örgütü, 2012 Yıllık Raporunu açıkladı. Raporda Türkiye’nin söz verilen anayasa ve yasal reformları yerine getirmediği, ifade özgürlüğünün tehlikeye girdiği ve protestocuların polis şiddetine uğradıkları kaydedildi.

Örgütün incelemeye aldığı 155 ülke arasında insan hakları ve uluslararası sözleşmeleri hiçe sayan ülkeler ve baskı rejimleri eleştirildi. 444 sayfalık raporda Türkiye’ye 4 sayfa ayrıldı.
Raporda Ragıp Zarakolu, Büşra Ersanlı, Ahmet Şık, Nedim Şener gibi çeşitli davalardan uzun süre tutuklu yargılanan ya da hâlâ tutuklu olan gazeteci, yazar ve akademisyenlerin isimleri anıldı. Rapordaki Türkiye’ye ilişkin tespitlerinden satırbaşları şöyle:

22/05/2012 T24 – Özgür Mumcu

İlhan Cihaner, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı görevi sırasında tutuklanmasına varan süreci ve o dönemde yürüttüğü soruşturmaları değerlendirdi.

‘Silahlılarla görüşüyor, silahsızları hapsediyorlar’

– İktidar bir çan eğrisiyse, o çan eğrisinin aşıldığını düşünüyorum, kendi gözlemim olarak.

Bir de, Kürt sorunu alanında da sıkışacak. Özellikle Van depremi sonrası yerel yönetimle işbirliği yapmaya yanaşmamaları ve Van’ı adeta bir hayalet şehir haline getirmiş olmaları var. Uludere katliamı hakkında bunca geçen zamana rağmen kamuoyuna hâlâ bir açıklama yapılmaması, orada kim tarafından emrin verildiği, kimlerin sorumlu olduğuna dair hiçbir şeyin yapılmamış olması ve git gide BDP ile mesafesinin açılıyor olması, Kürt sorunu konusunda da AKP’nin çok sıkışacağını gösteriyor. Özellikle KCK operasyonları, AKP’nin kalıcı bir barıştan yana olmadığının çok açık göstergesi. Siz, bir siyasi hareketin silahlı olanıyla pazarlık yapacaksınız, silahsız olanını hapse atacaksınız. Büşra Erşanlı’yı, Ragıp Zarakolu’nu, Zeynep Kuray’ı, belediye başkanlarını tutuklayacaksınız ve silahlı olanlarla pazarlık yapacaksınız. İdris Naim Şahin gibi bir İçişleri Bakanı’nın olduğu bir kabine, bu anlamda hiçbir şey üretemez. Ülkemiz adına hep umutlu oldum, umutlarımın en azaldığı an İdris Naim Şahin’in o vatandaşa yaptıkları oldu. Bu İdris Naim Şahin nedeniyle değil, burada daha vahim olanı, onun yanında durup böyle bir olayı alkışlayacak olanlar ve bakanı istifa ettirecek bir mekanizmanın da olmaması. Hele Erzurum gibi, böyle bir olaya tepki duyacak bir halkın olduğu yerde İdris Naim Şahin sokağa çıkabiliyorsa, umutlarımızı azaltmamız gerekebilir diye düşündüm bir an. Kuşkusuz umutsuz olmayacağız, ama bu derece bir ahlaki, vicdani bir saldırının tepki almaması rahatsızlık verici olan. Ama ben Türkiye’nin tüm muhaliflerinden umutluyum, bu süreci, başta CHP olmak üzere umuda çevireceğiz. Bugünleri de atlatacağız, başka çaresi yok…

21/05/2012 CNN TÜRK

Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın KCK davasından tutuklanmasının ardından akademisyenlerce kurulan “Türkiye’de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu” (GITT), Ersanlı’nın tutukluluğunun 200. gününde bir açıklama yaptı.

Fransa, Kuzey Amerika, İngiltere, İsviçre ve Türkiye’de faaliyet gösteren ve öğretim elemanları ile araştırmacılara yönelik baskılarla mücadele eden GITT’in açıklamasında, “Ersanlı’nın faaliyetlerinin şiddetle ilişkilendirilmesi, akademik ve siyasal özgürlüklere yönelik tehditlerin en vahimidir” denildi. GITT tarafından “Prof. Dr. Büşra Ersanlı 200 gündür tutukevinde!” başlığıyla yapılan açıklamada, Büşra Ersanlı’nın durumu hatırlatılatılarak, şunlar söylendi:

“Özgün akademik çalışmalarını ve yasal siyasal faaliyetlerini, yasadışı bir eylemlilik ve şiddetle ilişkilendirmek suretiyle, Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın akademik ve politik kimliğini itibarsızlaştırmaya çalışan ve hukuk adına hukukdışılığı meşrulaştıran siyaset kültürünü ifşa etmek üzere, Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın 200 gündür tutukevinde bulunduğunu hatırlatıyoruz.

20/05/2012 Tarafsız Haber

Komplonun ayak izleri

Görmüş, “Büşra Ersanlı, Bugün, Samanyolu” başlıklı yazısında özetle şöyle söylüyor: “2004’ün bahar aylarıydı… O dönemde hem Bilgi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor hem de Kürşat Bumin ile Yenişafak’ta ‘Kronik Medya’ sayfasını hazırlıyorduk. Bir gün okuldaki odamda çalışırken, Fethullah Gülen gönüllülerinin kurup yönettiği Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan aradılar. Vakıfta, 10-15 kişilik bir akademisyen gazeteci grubu ile birlikte ‘askeri vesayet ve demokrasi’ konusunu tartışacaklarını söyleyip, tartışmaya benim de katılmamı istediler… Toplantının ‘radikal demokrat’ atmosferi hepimizi etkiledi, hepimiz biraz uçtuk… Aramızdan biri, belki de askeri vesayeti ortadan kaldırmanın yegane yolunun, başarısız kalmış bir askeri darbe girişiminin ardından eski ve yeni darbecilerin derdest edilip yargılanmaları olduğunu savundu. Bunun gibi bir sürü fikir, temenni, öneri birbiriyle çarpıştı…”

10/05/2012 BİA Haber Merkezi

HD’nin “Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Özgürlüğü” ödülleri gazeteciler Ahmet Şık, Nuray Mert ve tutuklu yazar, akademisyen Büşra Ersanlı’ya verildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin insan hakları savunucusu Ayşe Nur Zarakolu adına her yıl verdiği “Düşünce Özgürlüğü” ödülleri verildi.
Bu yıl ödüller, tutuklu akademisyen bir yıl sonra tahliye olan gazeteci Ahmet Şık ve Milliyet Gazetesi’ndeki işine son verilen gazeteci Nuray Mert’e verildi.
İHD’de yapılan törenin açılışında Ragıp Zarakolu’nun mesajı okundu:
“Er ya da geç özgür, birleşik, demokratik Kürdistan doğacak. Hangi adla çözüm bulunursa bulunsun… Osmanlının bu son mirası er geç hak ettiği adalete kavuşacak. Halkların eşitliği ve kardeşliği ve barış içinde bir arada yaşaması bir gerçeklik haline gelecek. Ayşe’nin rüyası bir hakikat olacak.”
Ödül alan Büşra Ersanlı da gönderdiği mesajda, “Neden bu kadar çok Kürt avukat var? Neden İHD’ler kurulduktan sonra sağlık ocağı gibi yayıldı?” dedi.

Büşra Ersanlı’nın tutukluluğunu protesto etmek için “Büşra Hoca’nın Öğrencileri” video serisi hazırladı. Ersanlı aşkı anlatıyor; destekleyenlerin sesiyle.

Büşra Ersanlı’nın tutukluluğunu protesto etmek için Büşra Hoca’nın Öğrencileri “Büşra Ersanlı’ya Özgürlük” video serisi hazırladı.
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün eski Bölüm Başkanı ve Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonu kapsamında altı ayı aşan süredir Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutuklu.

15/04/2012 Cumhuriyet Gazetesi


En İyi Film Emin Alper’in ‘Tepenin Ardı’na değer görülürken Zeki Demirkubuz’un filmi ‘Yeraltı’ En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Görüntü ve En İyi Erkek Oyuncu (Engin Günaydın) olmak üzere dört ödülle geceden döndü. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ise ‘Şimdiki Zaman’ filmindeki rolüyle Sanem Öge’ye gitti.

Filminde hayali bir düşman yaratan bir ailenin başından geçenlere odaklandığını anlatan Alper şöyle konuştu: “Ben gözümü açtığımdan beri iç ve dış düşmanlarla çevrili olduğumuzdan söz edilir hep. Bu nedenle bana esin kaynağı olan butün bu düşmanlarıma teşekkür ederim.”

Ödülünü başta parmaklıklar ardında olan hocası Prof. Büşra Ersanlı’ya adayan Alper, “Aynı zamanda ödülü cezaevindeki siyasetçi, belediye başkanları, gazetecilere ve geçen haftalarda kaybettiğim babama da adıyorum” dedi…

15/04/2012 Milliyet Gazetesi

İKSV tarafından düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali, dün gece Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan ödül töreni ile sonlandı. Sunuculuğunu Memet Ali Alabora’nın üstlendiği geceye damgasını vuran film, Emin Alper’in ilk filmi “Tepenin Ardı” oldu.
Bu yılki Berlin Film Festivali’nde Forum bölümünün büyük ödülü Caligari’ye ve ilk film jürisi tarafından mansiyon ödülüne layık görünen “Tepenin Ardı”, Murathan Mungan’ın başkanlık ettiği ulusal jüriden En İyi Film, En İyi Senaryo ödülleriyle döndü. Film, festivalin FIPRESCI jürisinden de ödül kazandı.

Tutuklu Prof. Ersanlı’ya selam
Murathan Mungan, En İyi Film ödülünü sunmak için sahneye geldiğinde, “Bu yıl birbirinden güzel çok film seyrettik, toplantılar uzun sürdü. Genç yetenekli gümbür gümbür yönetmenler, oyuncular, görüntü yönetmenleri geliyor,” dedikten sonra “Tepenin Ardı”nın Altın Lale’yi kazandığını açıkladı. Emin Alper ödülünü alırken yaptığı konuşmada, “Filmde küçük bir ailenin hayali düşman yaratma hikayesi anlatılıyor. Gözümü açtığım anda, iç ve dış düşmanlarla dolu bir Türkiye’de olduğumu anladım. Son derecede tehlikeli bir düşman olduğu için parmaklıklar ardında tutulan sayın hocamız Büşra Ersanlı’ya teşekkür ediyorum. Tutuklu olan bütün gazeteci, öğrenci arkadaşlarımıza da selam gönderiyorum” dedi.