Haberler

19/03/2012 Vatan Gazetesi

CHP’li Melda Onur, Büşra Ersanlı’yı cezaevinde ziyaret etti.

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Pozantı’dan sonra Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi’nde akademisyen Büşra Ersanlı’yı geçtiğimiz günlerde ziyaret etti. “Daha önce hiç karşılaşmamıştım” dediği Büşra Hoca’nın pozitif halinin ceza ve infaz memurları ve koğuşu etkilediğini anlatan Onur, “Çok soğuk bir günde, en sıcak karşılaştığım cezaevi oldu” dedi.

T24’ten Hülya Karabağlı’nın haberine göre, tutuklanma sürecinde Datça’da yazlık evde olduğunu anlatan Ersanlı, “Bodrum’da panele gitmiştik, çok yorgundum. Dönmeden birkaç gün yazlıkta dinlenip mevsimin son güneşinin, denizin tadını çıkarayım demiştim. Datça’daki evde fazla bir şey aramadılar, ama İstanbul’daki evi saatlerce didik didik etmişler, kitapların içine tek tek bakmışlar, iyi ki İstanbul’da değildim. Çok kötü olurdum” dedi.

2012 PEN Duygu Asena Ödülü, KCK davası kapsamında tutuklu bulunan iki önemli aydına, Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi

T24 – PEN Türkiye Merkezi Duygu Asena Ödülü, tutuklu bulunan Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi. PEN yöneticileri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Berktay ve Ersanlı’yı ziyaret edecekler. Ödül töreni ise tahliye edilmelerinden sonra gerçekleştirilecek.
06/03/2012 T24

2012 PEN Duygu Asena Ödülü, KCK davası kapsamında tutuklu bulunan iki önemli aydına, Ayşe Berktay ile Büşra Ersanlı’ya verildi.

03/03/2012 Bianet – Hazal Hürman

GITTürkiye ve Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nün düzenlediği 4. Sosyal Bilimler ve İktidar toplantısının ikinci oturumu Prof. Ersanlı’nın akademik çalışmaları ve siyasi kimliğine ayrıldı.

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler ve İktidar toplantılarının dördüncüsü gerçekleştirildi.
Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü ve Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu – Türkiye’nin (GİTTürkiye*) 2 Mart Cuma günü düzenlediği toplantının ikinci oturumu KCK davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya ayrıldı.
4. Sosyal Bilimler ve İktidar toplantısında üniversiteler ve özerklik, hukuk ve iktidar konuları ele alındı.
“Özgürlük, Özerklik, Üniversite” başlıklı oturumunda, Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ferda Keskin, iktidarın Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) yönetmeliklerine dayanarak üniversitelerin nasıl hedef alındığını anlattı.

Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Bali Akal, Galatasaray Üniversitesi’nden Dr. Gülşah Kurt ve Dr. Özgür Mumcu ve Marmara Üniversitesi’nden Araş. Gör. Eren Paydaş’ın konuşmacı olarak yer aldığı “Hukuk ve İktidar” başlıklı oturumda ise konuşmacılar ceza hukukunun polisleşmesi ve polisiyeleştirilmesi konusunu ve sanığı hakları olan bir özne olmaktan çıkaran “düşman ceza hukukunu” ele aldılar.
Toplantının son oturumunda ise Galatasary Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Füsun Üstel ve Dr. Nesrin Uçarlar moderatörlüğünde katılımcılar, iktidarın akademiye yönelttiği baskıları ve bunlar karşısında ne gibi alanlar yaratılabileceğini tartıştı.

02/03/2012 Büşra Ersanlı GIT-Türkiye

Sosyal Bilimler ve İktidar Toplantıları’nın dördüncüsü 2 Mart 2012 Cuma günü Galatasaray Üniversitesi’nde düzenlendi. Toplantının Büşra Ersanlı ile ilgili oturumunun açılışında, Büşra hocanın bu buluşma için özel olarak kaleme aldığı metin okundu.

Metni burada da paylaşıyor ve Büşra hocanın en kısa zamanda aramızda olmasını diliyoruz.

Değerli Meslektaşlarım,

Sevgili Öğrenciler,

Bugün sizlerle birlikte olmayı çok isterdim ama biraz uzaktan, Bakırköy’den, Kadın ve Çocuk Tutukevi‘nden size düşüncelerimi iletebiliyorum.Burada benimle birlikte çok sayıda öğrenci de var. Buradaki öğrencilerle dersler yapıyoruz, akademik özgürlük ve bilimsel yaklaşım konularını tartışıyoruz. Hepimiz çokca kitap okuyoruz ve tabii ki bolca da düşünüyoruz.

28 Ekim 2011 günü beni gözaltına aldıklarında, TESEV’in yerelleşme dosyasını çalışıyordum. Bu dosya da benimle birlikte “delil” olarak alındı. İspanya Anayasası’nın konuyla ilgili bölümleri de “delil” oldu. İfade ve araştırma özgürlüğünün, yasal bir siyasi parti içinde anayasa çalışmalarına katkı sunma özgürlüğünün terör faaliyetleriyle ilişkili görülmesini hala hayretle karşılıyorum…

25/12/2011 – Etkin Haber Ajansı

İSTANBUL- KCK operasyonu adı altında tutuklanan gazeteci-yazar-yayıncı Ragıp Zarakolu ve Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Büşra Ersanlı’ya destek mektubu gönderme çağrısı yapıldı.

“Yeni yıla girmemize birkaç gün kala 1 Kasım’dan beri tutuklu bulunan Belge Yayınları Sahibi ve Yayın Yönetmeni, Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce, İfade ve Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı, gazeteci-yazar Ragıp Zarakolu ve Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya göndereceğimiz mektuplarla sevenleri ve destekçileri olarak onları yalnız bırakmadığımızı bir kez daha göstereceğiz” diyen dostları, tutuklu bulunan tüm gazetecilere, devrimci tutsaklara ve ‘düşünce suçluluları’na selamlarını gönderdi…

12/12/2011 Taraf Gazetesi

AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, AB’nin önümüzdeki aylarda KCK ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında tutuklanan siyasi mahkûmları gündemine daha fazla taşıyacağı sinyalini verdi.

12/12/2011 Muhalif Gazete

Türkiye’yi zor günler bekliyor.
Türkiye’nin Avrupa’daki destekçilerinden AB Parlamento Komisyon Başkanı Flautre, KCK operasyonunda gözaltına alınan Prof. Ersanlı’yı hapishanede ziyaret etti. Flautre tutuklamaların parlamentonun raporuna yansıyacağını söylüyor

Hani Avrupa’da ara sıra demeç veren, mühim olduğunu bildiğimiz, ama isimlerini bir türlü tam ezberleyemediğimiz bir dizi siyasetçi var ya?
Helene Flautre onlardan biri değil.
Fransız parlamenter, Türkiye-AB Parlamento Komisyonu Başkanı; yani tanım itibariyle Avrupa Parlamentosu’ndaki işi, gücü “Türkiye meselesi” olan biri. Ankara için kritik bir isim.
Bu yüzden de Fransız vekilin kısa İstanbul gezisinde Cumartesi gününü Boğaz’da lüfer ve kış güneşinin tadını çıkarmak yerine Bakırköy’deki Kadın ve Çocuk Tutukevi’ni ziyaret ederek harcamayı seçmiş olması, başlı başına not edilmesi gereken bir durum…

01/12/2011
İstanbul’un çeşitli üniversitelerinden öğretim üyeleri, asistanlar, üniversite çalışanları ve öğrenciler KCK operasyonu kapsamında tutuklanan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve muhalefet odaklarına karşı yürütülen operasyonlarda yaşanan tutuklamalar için neler yapılacağını konuştular. Ersanlı’nın doğum gününe denk gelen etkinlikte, toplantıya katılanlar Ersanlı’ya ulaştırılmak üzere kartlara çeşitli mesajlar yazdılar.

Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, geçtiğimiz günlerde üniversite bileşenlerine yönelik bir mektup yayınlamış, Eğitim Sen üyesi Ersanlı’nın da doğum gününe denk gelen 30 Kasım gününde Türkiye’de yaşanan tutuklama süreçlerine ilişkin üniversite cephesinden nelerin yapılabileceğinin tartışılacağı bir toplantı çağrısı yapmıştı.

Yapılan çağrıda, Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmelerin kaygı ile izlendiği belirtilerek “Mevcut siyasi iktidarın, ‘tekçi’ bir rejimi adım adım inşa ettiğine dair kaygılar giderek yoğunlaşmakta. Kanun hükmünde kararnamelerle en basit demokratik mekanizmalardan azade kılınan düzenlemelerden, giderek pervasızlaşan tutuklama süreçlerine kadar bir dizi uygulama, ülkede boğucu bir hava yaratmakta. ‘Eski rejimi’ tasfiye edenler ‘yeni rejimin’ yeni ceberutları olarak karşımıza dikilmekte” ifadelerine yer verilmişti. Yayınlanan mektupta, “hiçbir sağlam ve tutarlı gerekçeye yaslanmadan gerçekleştirilen ve insanları en iyi ihtimalle altı aylığına içeride tutmaya yarayan gayrı-meşru tutuklamalar serisinin bir kez daha üniversitelere, düşün dünyasına” uzandığı kaydedilmiş ve Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu’nun tutuklamalarına dikkat çekilmişti…

Bugün, Büşra Ersanlı’nın doğum günü. Marmara Üniversitesi’ndeki öğrencileri, Büşra hocalarının doğum gününü yazdıkları bir mektupla kutladılar:

“Hocam,
Bu mektup “eşit, kardeşçe bir yaşam” idealinizi paylaşan öğrencilerinizin size söylemek istediklerinin yazıya dökülmüş halidir. Güneşli bir dünyaya adadığınız yaşamınızda yeni bir yıla parmaklıklar arkasında giriyorsunuz; fakat şiirdeki gibi
“Hangi zorluğu
yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde
bu insanca sevgiyi.”
Sesimiz yankılansın koğuşunuzun duvarlarında, sesimiz çarpsın kapınızı kıranların yüzüne, sesiniz çoğalsın sesimizle; işlesin Türkiye halklarının yüreğine. Sesimizi susturmaya çalışıyorlar; haykırıyoruz “eşitliği, kardeşliği ve özgür düşünceyi.”
Sizi dört duvar arasına koyan zihniyet, sizin sesinizin ve ışığınızın duvarlarla engellenemeyeceğini hesaba katmadı. Biz buradayız ve gücünüz gücümüzdür.
O kadar aşikar ki sizin tutuklanmanız; hakim ve samimiyetsiz politikalara eklemlenmeyi reddeden akademisyenlerin ve öğrencilerin de içinde bulunduğu, sorunların adil çözümünde ısrarlı bütün muhaliflere iktidarın gönderdiği bir mektuptur.
Biz bu mektuba cevaben diyoruz ki; muhalefetin yargı mekanizmaları aracılığıyla sesinin kısıldığı, halkın insan olmanın verdiği en temel haklarından mahrum bırakıldığı, insanların korkutularak konuşamaz, düşünemez ve örgütlenmez hale getirilmeye çalışıldığı, iktidarın halklara rağmen olduğu bir toplumda var olmak bizim için artık dayanılmaz hale geldiğinden, bugünden sonra bedeli ne olursa olsun “özgür, eşit ve barış içinde bir dünya” idealimize daha sıkı sarılacağız.
Biz bu olanları izlerken nefes daraltıcı bir utanç duyuyoruz. İktidarın adaletine olan güvenimiziyse çoktan yitirdik. Çünkü görünen o ki onun adalet bildiği zulümdür.
Bu zulme karşı biz de diyoruz ki “Hayatı sadece kendimiz için yaşamıyoruz ve korkmuyoruz; hiçbir şeyden! Yarın bizim çünkü…”