Medyadaki Yazıları

Emine Uşaklıgil, bir vatandaş olarak yazıyorum diyor, Kitabı emekle araştırılmış bilgi dolu, İstanbul’a sorumluluk duyan bir vatandaşın kitabı. 1970lerde Gültepe, Zeytinburnu, Alibeyköy gecekondularına giderdik, işçilerle dayanışma için. Bazen de eğitim çalışmaları olurdu grev çadırlarında. Eminönü’nden minibüse binerdim, arabesk müzik eşliğinde. Severdim bu müziği, Zeytinburnu’na gitmeyi de… Hisarüstü ise eve yakın oradaki gecekonduları daha içerden bilirdim.…

Barış sürecini sürdürmek demokrasi aktivistlerinin, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin görevidir. Anayasa Komisyon üyeleri ve partiler acilen özgürlükler ve temel hakları üzerine odaklanırsa bu süreç ilerleyebilir. Kürtler halktır, özgündür, ancak inkar edildiler. Kürtler insan haklarını ihlal eden her türlü baskıya uğradılar. Siyasi direniş uzun sürdü, sürüyor. Uğradıkları haksızlıklar ağırdır ve hala devam ediyor. Altı milletvekili…

Ölüm dışı yalnızlığın en çağdaş biçimini elmas eden kadın! Elması ufalayıp harflerle şelale gibi sayfalara deviren kadın, Leyla Erbil! “Elmas”ı ufalayıp harflerle şelale gibi sayfalara deviren kadın, Leyla Erbil! Vicdanlara hitap eden bir siyasi mücadele veren Kürtlere mi şükredeyim, yoksa devletin emniyetine, terörle mücadelesinin “inceliğine”, beni tutuklayarak verdiği savaşın ayrıntılarına ne denli düşkün oluşuna mı,…

Mayınlı mağdurlar “tepenin ardında”n iktidar çıkarmışlar. “Bugün günlerden Roboski!” Geçen yıl kıvrılarak dağa çıkan halk bu yıl da kıvrılarak kalabalık yükseldiler. Vazife: Önce soyut düşman yaratmak, Sonra zanlı oluşturmak için şüphe ve nefret beslemek, Ardından korkarak korkutmak, mağlup etme hırsıyla yıkıcı rekabete girmek… ve En nihayetinde tabii ki erkeklik, pusu, kamuflajjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjjj…i…TEM! (jandarma, jilet, jet, jumbo…

Terör üzerine ilk sosyal bilim analizlerini 1970’li yılların ikinci yarısında duymaya başlamıştık. O zamanlar dünyanın çeşitli yerlerinde halklar veya onları temsilen bazı örgütler silahlı mücadele veriyorlardı. En önemlisi de Vietnam’daki mücadele idi, Filistin halkının örgütlü gücü idi. Kimse bunlara terörist demiyordu. Terörist kavramının sosyal bilimlerde kullanılmaya başlaması ilk uçak kaçırmalardan, Filistin Kurtuluş Hareketinin beklenmedik farklı…

10/06/2012 Radikal 2 – Büşra Ersanlı

KCK suçlamasıyla tutuklu bulunan Prof. Dr. Büşra Ersanlı, cezaevinden yazdı.

28 Ekim 2011’de gözaltına alındığım andan itibaren esas suçlamanın, BDP Parti Meclis üyeliğim ve tam zamanlı üniversite üyeliğimden arda kalan zamanımı parti faaliyetlerine vermem olduğunu, hemen anlamıştım. BDP ’nin kadınlarının siyasete katılım oranı ve yerel yönetimlerdeki başarı oranı artarken, bu duruma karşı duyulan “kızgınlık”, bana karşı da karalama olarak ortaya çıktı.
“Keceke” denen iddianamenin ve dava dosyasının 50. klasörünün benimle ilgili ana fikri, benim PKK talimatlarını ve Abdullah Öcalan ’ın görüşme notlarındaki talimatlarını, bir “yönetici” sıfatıyla yerine getirmem ve bu konuda “yoğun gayret sarf etmem” olarak görünüyor. Yani PKK yerine BDP olarak düşünmemiz lazım, çünkü PKK üyeliği/yöneticiliği ile ilgili herhangi bir delil yok. Olması da imkansız zaten. Evde bulunan onlarca, yüzlerce toplantı (akademi ve parti eşit ağırlıkta bile değil çünkü akademik alanlar çok fazla yer kaplıyor hayatımda) ve toplantılarda aldığım notlar, derdest edilip çok “eşsiz” kanaatler ortaya konmuş.
Örneğin büyük çoğunluğunu okumadığım ve internet adresime de gelmemiş olan Öcalan görüşme notları alt alta sıralanmış: Bu notlarda yeni Anayasa yapımı ve demokratikleşme konusunda “öneriler” bulunuyor. Ben de yeni Anayasa için BDP Anayasa Komisyonundayım, demek ki talimat alıyorum. Yani demokrasiden bahseden bir Öcalan görüşmesi varsa eğer, benim ve hepimizin hapisten kurtulmak için organik, totaliter bir polis devletini şiddetle savunmamız gerekecek…