Hakkındaki Yazılar

04/11/2011 – Taha Akyol

DEMOKRASİ konusunda biraz bilgisi ve biraz inancı olan hiç kimse, KCK örgütlenmesinin demokratik olduğunu söyleyemez. Kim KCK’nın bir parti yapılanması olduğunu, partiler gibi hukukun ve kamuoyunun denetimine açık bulunduğunu söyleyebilir?

04/11/2011 – Alper Görmüş

T24 – Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş, KCK soruşturması kapsamında tutuklanan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın BDP Siyaset Akademisi’ndeki notlarını yayınlayan Bugün gazetesi ve Samanyolu Televizyonu’nu eleştirdi. Görmüş, “Aslında “notlar”a ön yargısız, düşmanca olmayan bir bakışla yaklaşabilen her gazeteci, bunların bir kişinin kendi notları olamayacak kadar çelişkili ifadeler barındırdığını görür ve kullanmaktan imtina ederdi, ya da hiç değilse bu çelişkilere işaret ederek kullanırdı” dedi.

04.11.2011
Onun gözaltına alındığını duyduğum anda kaleme kağıda sarılıp “Büşra’yı kırk yıldır tanırım, o terörist olamaz” diye bir yazı yazmamak için de çok zorlandım.

Bekledim…

Böyle durumlarda kişisel kefaletin saçma olduğunu bildiğim için bekledim. Ergenekon davasında kuvvet komutanları, gazeteciler ya da akademisyenler gözaltına alındığına “Koca koca generaller, ünlü yazarlar, anlı şanlı akademisyenler nasıl olur da adi suçlular gibi apar topar evlerinden götürülür” diye yazanların durumuna düşmemek için bekledim.

Önce gözaltından bırakılabilir diye bekledim. Ondan sonra da emniyette yöneltilen suçlamaların ve onun verdiği ifadenin belli olmasını bekledim.

Bugün artık yazabilirim. Çünkü artık önümde emniyette ve savcılıkta sorulan sorular ve Büşra’nın verdiği cevaplar var.

03/11/2011 – Emre Aköz

KCK soruşturması kapsamında gözaltına alındığından beri Prof. Büşra Ersanlı’yı konuşuyoruz.
Ben Ersanlı’yı, Boğaziçi Üniversitesi’nden biraz tanırım. Ama kayda değer bir tanışıklık değil bu… Yanlış hatırlamıyorsam Prof. Şerif Mardin’in bir dersini birlikte almıştık.
BÜ’de İngiliz Dili ve Edebiyatı okuduktan sonra kariyerine siyaset bilimi alanında devam eden Ersanlı (d.1950)… Gözaltına alınıp sonra da tutuklandığında, Marmara Üniversitesi’nin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hocalık yapıyordu.
Ersanlı aynı zamanda BDP’nin Parti Meclisi ve Anayasa Hazırlık Komisyonu üyesiydi. AK Partililer, Yeni Anayasa hakkında görüşmek üzere BDP’ye gittiklerinde, karşılayanlar arasında Ersanlı da vardı…

03/11/2011 – Mehmet Tezkan

Son KCK operasyonuna dikkatinizi çekerim..
Muhafazakâr yazarlar, liberal yazarlar, solcu yazarlar..
Hiç kimse, Prof. Büşra Ersanlı ile Ragıp Zarakolu’nun tutuklanmasını, hapse atılmasını içine sindiremedi..
Bu işte bi terslik var dediler..
Terörle Mücadele Yasası öyle bi yasa ki, herkes yaşamının bir anında terör örgütü üyesi olabilir..
Durduk yerde..
Savcının, hâkimin insafına kalmış…

03/11/2011 – Ruşen Çakır

Birinci büyük kırılma 18 Nisan 2009 günü yaşandı. O sabah polislerin kanser hastası Prof. Türkan Saylan’ın evine girmesiyle birlikte, önce Ergenekon soruşturmasında, buna bağlı olarak Türkiye’de çok şey değişti. Esas değişen iç ve dış kamuoyunun algısıydı kuşkusuz. Prof. Saylan’a reva görülen muamele, bir “terör örgütü” soruşturmasından ziyade bir “hesaplaşma”nın, daha açık deyimiyle “hesap görme”nin söz konusu olduğunu ciddi bir şekilde düşündürttü…

03/11/2011 – Nuray Mert

Son KCK davasında gözaltına alınan Büşra Ersanlı benim çok eski ve çok sevdiğim bir arkadaşım. Her şeyden önce, kendisine ‘geçmiş olsun’ diyorum. Ama yanlış anlaşılmasın, sadece ona geçmiş olsun, ‘bari onu almayın!’ demiyorum. Bu, topyekün bir sorun, büyük bir fırtına. Sesimizi ancak çok yakınımıza gelince çıkartmak çok ayıp oluyor. Diğer taraftan, fırtınanın çok yakınımıza gelmesinin fazladan bir anlamı var elbette. Gerçekten de ‘ateş düştüğü yakıyor’. Özellikle kafası karışmış olanlar için iyi bir uyanma vesilesi, olan biteni daha iyi değerlendirme imkânı oluyor.

03/11/2011 – Etyen Mahçupyan

İbrahimî dinlerin insanlığı doğru bir hayata davet ederken karşılarında buldukları en önemli mesele cinsiyetlerin varlığı ve aralarındaki ilişkinin düzenlenmesiydi. Basitçe söylersek, eğer kadın denen mahlûk var olmasaydı, dindarlık da son derece kolay olurdu.