Hakkındaki Yazılar

03/11/2011 – Ahmet Hakan

BÜŞRA Ersanlı ile Ragıp Zarakolu KCK’dan tutuklandı.

Vicdan sahibi aydınlar ayakta.
Büşra Ersanlı ile Ragıp Zarakolu’yu tanıyanlar, “Bu kadarı da olmaz” diyorlar.
Protesto metinleri yayınlanıyor.
İmzalar toplanıyor.
Güçlü itirazlar ediliyor.
Buna mukabil…
Büşra Ersanlı ile Ragıp Zarakolu’nun tutuklanmasını gerekçelendiremeyen bazı muhafazakâr yazarların dilinde şu cümleler var:
“Ama bu itirazlar yargıya müdahale anlamına geliyor. Yargının kararını beklemek gerekir” diyorlar.

03/11/2011 – Fehmi Koru

Tanıyanların tanıdıkları kişiler hakkında ‘karakter tanıklığı’ hiç kuşkusuz kıymetli; hatta “Onların yerinde ben de olabilirdim” endişesiyle bunu yapıyor olsalar da… Mahkemenin tutukluluk kararı aldığı yayıncı ile profesörü yakından tanımıyorum, ama yapılanın yanlışlığını belirtmemi daha değersiz kılmıyor bu şahsi bilgisizliğim…
Benimki karakter tanıklığı değil zaten, ilkesel tanıklık…

03.11.2011
Sonunda bu hale getirdiler!
Yazan, çizen, düşünen, okuyan, araştıran, sorgulayan, tartışan, herkes bugünden yarına “terörist” ilan edilebilir. Hele hele siyaseten söyleyecek sözü olan; hükümetin uygulamalarını eleştiren, başbakanın sözlerine itiraz eden herkes ama herkes anında “terörist” yapılabilir.

Polis evinizi didik didik edebilir, en özel alanlarınızı inceleyebilir, hele kitaplarınızı notlar alarak okuyorsanız tümüne belge diye el koyabilir. Bunlardan kendince varsayımlar üretebilir, o varsayımları belge ve delil olarak “servis” edebilir…

İnsanları tehdit ederek, “ya taraf olursun ya bitaraf”, “ya bendensin ya düşmandan” söylemleriyle, vergi borçlarıyla, vb. korkutma dönemi artık bitti. Şimdi hepiniz ya kul olursunuzya da sizi yok ederim dönemi. Eh bunun da karşılığında “sıra bana ne zaman gelecek” endişesinin yerini haliyle, “hepimiz teröristiz” söylemi alırsa, hiç şaşmamak gerek…

02/11/2011 – Yalçın Doğan

PROF. Dr. Büşra Ersanlı Terörle Mücadele Yasası (TCK madde 301) kapsamında, KCK operasyonu çerçevesinde tutuklanıyor.

Belge Yayınları sahibi, Ermeniler, Kürtler, Yahudilerle ilgili pek çok kitap yayınlamış Ragıp Zarakolu da, yine KCK çerçevesinde, yine TCK 301. madde kapsamında tutuklanıyor.

İkisi de BDP Siyaset Akademisi çalışmalarına ya katılmış ya da o akademinin açılışında yer almış. İkisine de, terör örgütü üyesi muamelesi çekiliyor.

Alman Başbakanı Merkel Türkiye’den Almanya’ya göçün 50. Yıldönümü nedeniyle konuk ettiği Başbakan Erdoğan’a bu tutuklamaları sorsa, Erdoğan Ersanlı ve Zarakolu için yine, “bizde düşünce suçlusu yok, tutuklananlar teröristtir” diyebilir mi?

02/11/2011 – Etyen Mahçupyan

Silvan saldırısından sonra Başbakan Erdoğan bunu haklı olarak PKK’nın intiharı diye yorumlamıştı. Çünkü PKK’nın gücü askerî maharetine değil, toplumla kurmuş olduğu manevi bağlara ve ‘doğru’ bir davanın taşıyıcısı haline gelmesine dayanmaktaydı.

Silvan bu duygusal yakınlık halini bizzat Kürtlerin nezdinde sorguya açtı ve PKK bir anda ‘çözüm istemeyen’, bu yönde kasıtlı davranan taraf olarak göründü. Ne var ki söz konusu ortam hükümetin yeniden silahı bir çare olarak düşünmesiyle sonuçlandı ve AKP elindeki prestij üstünlüğünü kolayca harcamış oldu…

02/11/2011 – Serdar Akinan

KCK operasyonlarının ulaştığı eşik artık bizlere tek bir şey gösteriyor: Birileri söz gömülsün kan aksın istiyor. Bu ülke topraklarının mezarlıklarında daha kaç gencimize yer açmalıyız?
İktidar, Kürt meselesinde belli bir anlayış içinde hesabı iyice yapılmamış bir hedefe doğru sürükleniyor. Bu sürecin genel çerçevesini, güdümlü medyalarda yazılıp çizilenlerden görmek mümkün…

02/11/2011 – Cengiz Çandar

“Başbakan’ı KCK operasyonuna ikna edenler veya emrivakiyle kucağına bu zehirli hediyeyi bırakanlar, PKK’nın nesnel müttefiki olarak çalışıyorlar.

‘PKK’nın arkasında Ergenekon var’ iddiası yeterli müşteri bulmayınca, başlattıkları fiili olağanüstü halle PKK’nın giderek daha fazla beslendiği Kürt milliyetçiliği ateşini var güçleriyle büyütmeyi marifet sanıyorlar…. PKK ile girdikleri ölüm-kalım savaşında sadece hükümeti değil, Türkiye toplumunu rehin alıyorlar.”

02/11/2011 – Ruşen Çakır

Dün TBMM’de parti grup toplantılarını izledikten sonra iki kanaatim iyice pekişti:

1) Türkiye’nin en hayati sorunu, hatta “tüm sorunların anası” Kürt sorunudur…

2) Bu yasama döneminde AKP iktidarını en çok BDP muhalefeti zorlar.

BDP’nin bir tür “ana muhalefet partisi” gibi sivrilmesinde bu partinin başarısından çok genel olarak Kürt siyasi hareketinin giderek artan gücünün belirleyici olduğu muhakkak. Öyle ki BDP birçok kez bu hareketin hayli gerisinde kaldı, bazı durumlarda (kısa süreli de olsa) onun genel gidişinden sapma emaresi gösterdi.

02/11/2011 – Sedat Ergin

KCK tutuklamalarının bu kez akademisyen ve BDP Parti Meclisi Üyesi Prof. Büşra Ersanlı ve yayıncı Ragıp Zarakolu gibi aydınları de içine alarak yeni bir ivme kazanması, kamuoyunda haklı ve büyük bir infiale yol açarken, KCK soruşturmasının inandırıcılığı açısından ciddi soru işaretleri doğurdu.