Tutukluluk dönemi

10/12/2011 Sedat Ergin / Hürriyet Gazetesi

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN İYİLEŞME GEREKİYOR

Bu olumlu hava, konu iç gelişmelere gelince değişmeye başlıyor. Aslında iç konularda güvenlik güçleri üzerinde sivil otoritenin güçlendirilmesi, yargı reformu, din özgürlüğü gibi alanlarda sağlanan önemli gelişmelerden övgüyle söz edilip, yeni anayasa konusunda atılan ilk adımlardan duyulan memnuniyet ifade edildikten sonra şu görüşlere yer veriliyor:
“Konsey, Türkiye’yi özellikle ifade özgürlüğü alanında olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin durumunu hem mevzuatta hem de uygulamada iyileştirmeye davet eder. Medya özgürlüğü üzerindeki sınırlamalar, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları savunucularını hedef alan çok sayıda dava ve sıkça karşılaşılan internet yasakları, ele alınmayı gerektiren ciddi kaygılar yaratmaktadır”.
Böyle bir bölümün ilk kez bir AB zirvesi metnine girdiği olgusunun altını çizelim. Yazarlara ve gazetecilere ek olarak akademisyen ve insan hakları savunucularına yapılan atıf son dönemde Prof. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu gibi aydınların tutuklanmalarına dönük bir mesaj olarak da okunabilir…

30/11/2011
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri, meslektaşları Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonları kapsamında tutuklanmasını kınadı. büşra Ersanlı’nın yaşgünü olması dolayısıyla bugün kamuoyuna duyurulan açıklamada “Meslektaşımız ve hocamız bugüne kadar hep barışa, demokrasiye, eşitliğe, toplumsal cinsiyet sorunlarına ve insan haklarına yaptığı vurguyla dikkat çekmiş ve şiddetin her türünün karşısında olmuştur” denildi.
Ersanlı’nın Türkiye, Balkanlar ve Avrasya coğrafyaları üzerine yaptığı çalışmalarla uluslararası bilim dünyasında seçkin bir yere sahip olduğunun belirtildiği mesajda şu sözlere yer verildi:
Marmara Üniversitesi’nden öğretim üyeleri, meslektaşları Büşra Ersanlı’nın tutukluluğunu, doğum gününde bir kez daha kınadı.

“Türkiye’de toplumsal barışa ulaşılması için çaba gösteren değerli bir akademisyenin hiçbir somut kanıta dayanmadan terör suçlusu muamelesine maruz kalması hukuka güveni zedelediği gibi düşünce ve ifade özgürlüğüne de darbe vurmuştur…

30/11/2011
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın terörle mücadele kapsamında hukuk dışı uygulamalar sonucunda tutuklanmasını şiddetle kınıyoruz.
Meslektaşımız ve hocamız bugüne kadar hep barışa, demokrasiye, eşitliğe, toplumsal cinsiyet sorunlarına ve insan haklarına yaptığı vurguyla dikkat çekmiş ve şiddetin her türünün karşısında olmuştur. Türkiye, Balkanlar ve Avrasya dünyası üzerine yaptığı çalışmalarla Türkiye’de ve uluslararası bilim dünyasında seçkinleşirken, barışın ve adaletin gerçekleşmesine toplumsal ve siyasal katkıda bulunmayı vatandaşlık görevi saymıştır. Her türlü insan hakları ihlallerine karşı duruşunu ve mağdur gruplar adına hak talebi için gösterdiği duyarlılığı saygıyla karşılıyoruz…

29/11/2011 – Koray Çalışkan / Radikal Gazetesi

“Büşra Hoca’da sıkıntının ‘s’i yok. Daha genç görünüyor. Yüzü cıvıl cıvıl, pırıl pırıl.”

Geçen hafta ‘güzel’ bir haber aldım. Büşra Ersanlı cezaevine davet ediyordu. Gurur duydum, ismimi yazdırdım ve kendimi Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde buldum. Beraber gittiğim iki arkadaşıyla arabamızı cezaevinin karşısına park ettik. İlk kez bir hocamı, bir meslektaşımı cezaevinde ziyarete gidiyordum. Genelde üniversitelerde buluşuruz biz…

28/11/2011 – Ali Bulaç / Zaman Gazetesi

Zor günlerden geçiyoruz.

Sorunu tehlikeli kılan, krize dönüşmesidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi korunuyorsa krizler doğmaz. Hukuk ifade özgürlüğüyle korunur. İfade özgürlüğü yöneticilerin karar ve icraatlarının çeşitli siyasi görüş sahiplerince eleştiriye tabi tutulmasına imkân verir. Bu zorunludur, çünkü Allah aklı belirli kişilere tahsis etmiş değildir, yönetilenler de yöneticiler kadar, hatta daha sağlıklı düşünür. Eleştiri hakkının iptali aklın iptali anlamına gelir.

İcraatı eleştiren “suçlu-hain” ilan edilmemelidir. Siyaseten bize göre yanlış düşünen, hukuken suçlu olmaz. Düşüncelerimizi mutlaklaştırıp diğerlerini kanun marifetiyle mahkûm etmeye kalkışırsak, bundan despot ve totaliter rejim doğar.

25/11/2011 – Füsun Erdoğan

Her gözaltı-tutuklama, saldırı dalgasının ardından; "Bu kadar da olmaz!", "Aaa iş bunlara kadar vardı mı?", "Pes doğrusu, bu kadar da olmaz ki!" demenin, yakınıp dövünmenin maalesef kimseye faydası yok!..

14 Nisan 2009 başlatılan, dalgalar halinde sürdürdükleri KCK operasyonlar dizisi ilerici devrimci-demokrat ve yurtseverlere "Şimdi sıra kimde?" sorusu sordurtuyor…
Bu ortamın liberallerdeki etkisi ise, çok daha başka!.. Özellikle Başbakan Erdoğan'ın medya tekellerine patronlar ve yayın yönetmenleri nezdinde verdiği ayar ve tehditlerden sonra; ciddi bir korku, panik, kendini savunma ve sinme hali egemen oldu.
KCK operasyonu adı altında yürütülen saldırının "son" dalgasının, Ragıp Zarakolu ve Prof. Dr. Büşra Ersanlı' ya kadar ulaşması/genişlemesi, bütün bu kaygı ve soruların kaynağı oldu…

24/11/2011 Bianet

Г‡oДџunluДџu Fransa'da gГ¶revli akademisyenler TГјrkiye'de yaЕџanan keyfi tutuklamalar ve "terГ¶r Г¶rgГјtГј ГјyeliДџi" suГ§lamalarД±nД±n baДџД±msД±z araЕџtД±rmalarД± sekteye uДџrattД±ДџД±, ifade ve Г¶Дџretim Г¶zgГјrlГјДџГјnГј kД±sД±tladД±ДџД± uyarД±sД± yaptД±.

Bildiride Ekim 2011'de Marmara Гњniversitesi Г¶Дџretim Гјyesi Prof. Dr. BГјЕџra ErsanlД±, Belge YayД±nlarД±'nД±n editГ¶rГј RagД±p Zarakolu, editГ¶r, Г§evirmen ve doktora Г¶Дџrencisi Deniz Zarakolu'nun ve siyaset bilimi Г¶Дџrencisi BГјЕџra Beste Г–nder'in tutuklanmalarД± hatД±rlatД±ldД± ve "Bu insanlara yГ¶neltilen suГ§lamalarД±n vardД±ДџД± nokta, baДџД±msД±z entelektГјelleri susturmak, araЕџtД±rmacД±, akademisyen ve Г¶Дџrencileri tehdit etmek olmuЕџtur" denildi….

24/11/2011
CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, 24 Kasım Öğretmeler günü dolayısıyla parlamentoda basın toplantısı düzenledi.
"AKP'nin bilim dünyası üzerindeki baskılarının faşizan boyutlara ulaştığının en önemli kanıtlarından biri de geçtiğimiz günlerde tutuklanan Marmara Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Büşra Ersanlı'ya yönelik söylemlerdir. Gaflarıyla sık sık kamuoyunun gündemine gelen içişleri Bakanı idris Naim Şahin'in "Büşra Ersanlı Profesör Hanımefendi'nin akrabalarının kim olduğunu araştırırsanız görürsünüz" şeklindeki suçlamaları, Yeni Akit gazetesinin Prof.Dr. Büşra Ersanlı'nın eski eşinin Musevi olması üzerinden başlattığı anti-semitik nefret söylemini sürdürmektedir. Adolf Hitler'in içişleri Bakanı Heinrich Himmler'in siyaset anlayışının ülkemizde bugün hâlâ geçerli olması demokrasimiz için büyük bir tehlikedir. Üzülerek izliyoruz ki, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in nefret söylemi ve karalama kampanyası hızla etkisini göstermiş ve Prof.Dr. Büşra Ersanlı'nın Marmara Üniversitesi'ndeki ofisine kapıyı kırarak giren kimliği belirsiz kişiler duvara, "Aldığın her nefesin hesabını soracağım, peşindeyim" şeklinde tehdit sözleri yazmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, bilim insanlarının cezaevlerinde üniversitelere kıyasla daha güvenli olduğu bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir."

22/11/2011
KCK adı altında giderek genişleyen gözaltı furyasına her gün bir yenisi eklenirken, Taraf gazetesi yazarları da, “iyi şeylerin de olduğu” ve PKK ile devlet arasındaki görüşmelerde sona yaklaşıldığı türünden son derece spekülatif bilgiler yaymayı sürdürüyor. Görünen o ki, sanki birileri bir taraftan Taraf yazarlarını yemleyerek kamuoyunda dezenformasyon yoluyla beklenti yaratmaya çalışıyor, diğer taraftan da yeni gözaltılar için düğmeye basıyor.
Dün de tam böyle bir gündü.